NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَبُو
كَامِلٍ
حَدَّثَنَا
خَالِدٌ
يَعْنِي
ابْنَ
الْحَارِثِ
حَدَّثَنَا
حُسَيْنٌ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ أَنَّ
أَبَاهُ
أَخْبَرَهُ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
يَجُوزُ لِامْرَأَةٍ
عَطِيَّةٌ
إِلَّا
بِإِذْنِ زَوْجِهَا
Amr b. Şu'ayb'ın babası
vasıtasıyla Abdullah b. Amr (r.a)'den rivayet ettiğine göre; Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın'ın,
kocasının izni olmadan bağışta bulunması caiz değildir."
Diğer tahric: Nesai,
zekat, umra; İbn Mace, hibat; Ahmed b. Hanbel, II, 179, 184, 207.
AÇIKLAMA:
Bu iki rivavet aslında
aynı hadistir. Aralarında isnad farklılığı vardır. İbn Mâce'nin rivayetinde;
Hz. Nebi (s.a.v.)'in bu sözleri hutbe irade ederken söylediğine işaret
edilmektedir.
İlk rivayette,
"Kadının malında bağışta bulunması..." denilmiş, yani mal kadına
izafe edilmiştir. Bunun iki türlü yoruma ihtimali vardır:
1- Maksat, kadının
kendi malıdır. Hz.Nebi (s.a.v.) kocasının izni olmadan kadınların kendilerine
ait mallardan bağış yapamayacaklarını, hediye veremeyeceklerini ifade
buyurmuştur. Bu durumda, yasak tenzîhen mekruha hamledilir. Kadınlar; mal
idaresinde, mal harcamada yerli yerince hareket edemezler, yaptıklarının
sonucunu hakkıyla değerlendiremezler. Onun için hediye vermek, bağış yapmak
gibi hayır olan şeylerde dahi kocalarına danışmalı, onların iznini
almalıdırlar. Âlimlerin çoğunluğuna göre; bu, iyi geçinme ve kocanın gönlünü
hoş tutma manasınadır.
Malın kadına ait mal
olması durumunda ikinci bir ihtimal daha var ki; o da, kadının reşid olmaması
halidir. Yani kadın reşid olmadığı takdirde malından verdiği hediye veya bağış
kocasının iznine bağlıdır.
Âlimlerin cumhuruna
göre; kadınların kendi mallarından sadaka vermeleri, bağışta bulunmaları,
hediye vermeleri caizdir. Çünkü Rasûlullah (s.a.v.), kadınları sadaka vermeye
teşvik etmiş; onlar da küpelerini, yüzüklerini Bilâl (r.a)'in elindeki bir
torbaya atmışlardır. Bu da kocalarının izni olmadan olmuştur.
Âlimlerden Leys; kadın,
kocasının izni olmadan malının üçte birinden az da olsa hediye veremez, bağışta
bulunamaz görüşündedir.
Tâvûs ve Mâlik'e göre;
bir kadın malının üçte birinden azını bağışlamak veya hediye vermek konusunda kocasının
iznine muhtaç değildir. Ama üçte birinden fazlası için onun iznini alması
gerekir.
Sindî'nin bildirdiğine
göre; Şafiî, Kur'an, sünnet ve aklın bu hadisin hilâfına delâlet ettiğine
işaretle, bu hadisin sabit olamayacağını söylemiştir. Çünkü kadın, sahibi
olduğu malını dilediği gibi tasarruf edebilir.
2- Hadiste sözkonusu
edilen maldan maksat, kocanın malıdır. Kocanın malı, kadının elinde bulunduğu
için mecazen "malında" denilmiştir.
Eğer maksat; kocasının
malı ise, hadisin zahiri kastedilmiş olur. O zaman hadis haramlığa hamledilir.
Yani, kadınların kocalarının malından onların izni olmadan bağışta
bulunmaları, hediye vermeleri haramdır.